ARABULUCULUK NEDİR? ARABULUCU KİMDİR?

Arabuluculuk, üçüncü kişinin tarafları bir araya getirerek müzakere edebilmelerini sağladığı ve aralarındaki iletişimi kolaylaştırdığı, çözüme ilişkin karar verme yetkisinin taraflarda kaldığı, sürece ilişkin tavsiye veya karar verme yetkisinin ise üçüncü kişide olduğu bir alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemidir.

Kanun, arabuluculuğu "sistematik yöntemler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirini anlamaları ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştirilen, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyari olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemi" olarak tanımlanmaktadır.

Arabulucu ise taraflar arasındaki çatışmanın çözümüne yardımcı olmak amacıyla arabuluculuk sürecini idare eden, arabuluculuk yöntemlerini aldığı uzmanlık eğitimleri ile bilen ve uygulayabilen tarafsız gerçek kişidir. Arabulucular siciline kayıtlı olmak kaydıyla, avukatlar arabuluculuk yapabilirler.

Arabuluculuk yöntemi, adalete erişimde mahkemelere yardımcı bir usuldür. Arabuluculuk yargı yolunu kapatan bir yöntem değildir. Çünkü taraflar anlaşmak zorunda olmadıkları gibi anlaşamadıkları takdirde de yargı yoluna her zaman başvurabilirler.

NEDEN ARABULUCULUK?

  • Arabuluculuk süreci genel olarak gönüllüdür. Arabuluculuk süreci üç şekilde başlayabilir. Taraflar kendileri anlaşarak arabuluculuk yoluna gitmek isteyebilirler. Hakim tarafları arabuluculuğu yönlendirebilir. Son olarak da dava açmadan önce arabulucuya başvurulması zorunlu olan konularda dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilir.
  • Arabuluculuk süreci aksi taraflarca kararlaştırılmadıkça gizlidir. Arabuluculuk sürecinin sonunda tarafların anlaşması, süreç içerisinde birbirleriyle açıkça ve rahatça iletişim kurmalarına bağlıdır. Gizlilik ilkesi de tarafların rahatça iletişim kurmasını sağlar.
  • Arabulucunun tarafsızlığı ve bağımsızlığı arabuluculuk sürecine ve yöntemine hâkim en temel ilkelerden birisidir. Arabulucu uyuşmazlığın taraflarına ve konusuna karşı her zaman tarafsızdır. Yani süreçte taraflara karşı ön yargısız ve eşit mesafede olan bir üçüncü kişi mevcuttur.
  • Yargısal yöntemlerden farklı olarak, arabuluculukta taraflar, karar verme yetkisini elinde buldurmakta, anlaşma şartlarını belirlemekte ve süreci etkileme imkânına her zaman sahip olmaktadır. Bu şekilde taraflar kendi çözümlerini bulduklarında çözüm kalıcı hale gelir ve taraflar arasındaki dostane ilişkiler sürdürülmüş olur.
  • Taraflar, gerek arabulucuya başvururken gerekse süreç boyunca eşit haklara sahiptirler.
  • Arabuluculuk mahkemeye oranla zamandan ve masraftan tasarruf sağlar.
  • Karar verme yetkisi taraflarda olduğundan taraflar kendi çözümlerini üretebilirler.
  • Arabuluculuk dava yükünün azalmasına yardımcı olmaktadır.

ARABULUCULUĞA ELVERİŞLİ ALANLAR NELERDİR?

Arabuluculuk kurumunda genel olarak gönüllülük esas olduğundan birçok alanda ihtiyari olarak arabuluculuk yoluna başvurulabilir. Ancak bazı durumlarda arabuluculuk yoluna başvuru dava öncesi bir dava şartı olarak düzenlenmiştir.

Bu noktada 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3. Maddesinde, Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlenmiştir. Ayrıca 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'na 5/A maddesine göre, Türk Ticaret Kanunu'nun 4. maddesinde sayılan ticari davalar ile diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartı haline gelmiştir. İşçilerin işverenlerine açtıkları tazminat davaları ile işe iade ve alacak davaları gibi davalar ayrıca çek ve bonodan, rekabet yasağından, fikrî mülkiyetten, yayım sözleşmesinden, rehin karşılığı ödünçten kaynaklanan ve banka ve finans kurumları ile yaşanan uyuşmazlıklar bu düzenlemeler sebebiyle zorunlu arabuluculuk kapsamındadır.

Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebildikleri, yani tarafların sulh olabildikleri her özel hukuk uyuşmazlığı için ihtiyari olarak arabuluculuğa gidilebilir. Örnek vermek gerekirse tüketici kredileri, bankacılık sözleşmeleri, ayıplı mal ve ayıplı hizmet, peşin ve taksitle satım, sigorta, kargo sözleşmeleri, abonelik, devre tatil, devre mülk, paket tur ve özel hastane işlemlerinden doğan pek çok uyuşmazlıklar, kira bedelinin ödenmemesi, kira bedelini tespit ve tahliye en sık karşılaşılan kira uyuşmazlıklarıdır. Ayrıca ortaklığın giderilmesi, nişanın bozulması sonucunda hediyelerin iadesi ve maddi tazminat istemleri, evliliğin devamı boyunca malların yönetimi, evliliğin devamı boyunca mallar üzerinde tasarruf, evliliğin sona ermesi hâlinde mal paylaşımı, evliliğin sona ermesi hâlinde tazminat ve nafaka, aile hukukuna ait arabuluculuğa elverişli alanlar arasında yer alır.